16 Haziran 2018 Cumartesi

Ay Günlükleri Serisi Kitap Yorumu/Eleştirisi (Özel Yazı)

Yazar: Marissa MEYER
Orjinal İsmi: The Lunar Chronicles
Yayınevi: Artemis Yayınları
NEW YORK TİMES ÇOKSATARI












Beni instagram 'da ki blog hesabımdan beri takip edenleriniz her bilim kurgu/fantastik kitabını okumadığımı ve profesyonel sayıldığım alanın edebiyat olduğunu bilir. Buna rağmen bilim kurgu ve fantastiğe olan ilgim beni ay günlükleri serisine çıkardı.

Kitapları kısaca ''fantastik ögelerle süslenmiş peri masalı serisi'' diye tabir edebilirim. Aranızda hem masalları hemde bilim kurguyu seven varsa bu seri tam onlara göre ama benim gibi aklını klasiklerle bozmuş biri için tam bir mucize. 
Yazarın kalemi gerçekten çok güçlü ve konuyu kitaplara öyle bir işlemiş ki beni kendisine hayran bıraktı. Ayrıca masalları doğaüstü alanlara kurgulamak gerçekten çok zekice.

Seri iki yan kitabı (Levena ve Uzak yıldızlar) ile toplam altı kitaptan oluşuyor. Her kitapta bir masal prensesi anlatılıyor ama bunlar bildiğimiz masal prensesleri gibi değil. Hepsi güçlü kadın karakterler ve hepsinin bana göre doğa üstü olmasa bile özel güçleri var. Örneğin ilk kitap olan Cinder, külkedisi uyarlaması ve kendisi bir sayborg! Üstelik bir de şehrin en iyi mekanik ustası. 

Her kitabın ana karakterlerinin bir sonraki kitapta yolları kesişiyor ve dünyanın en muhteşem takımı oluşuyor diyebilirim. Amaçları  Ay'ın kötü kalpli kraliçesi ile doğu ulusları 'nın genç imparatorunun evlenmesini engellemek ve Ay tahtının gerçek varisi prenses Selene 'yi bulup tahta çıkarmak. 

Olaylar ölümcül bir salgın hastalığın dünyaya yayılması ile başlıyor. Bilim adamları hastalığa tedavi bulmak için sayborglar üzerinde deney yapıyorlar ve gönüllü sayborgların ailelerine yüklü bir miktarda para veriliyor. Cinder 'ın üvey annesi de onu zorla gönüllülerin arasına sokuyor. 
Aslına bakarsanız daha fazla konuyu anlatmak isterdim çünkü benim için yazması büyük zevk ama spoi vermek istemiyorum.

Altı kitapta (özellikle Winter) oldukça kalın ama bu sakın gözünüzü korkutmasın çünkü insan okumaya doyamıyor. 

Yazarın kalemi, kitap kapaklarının tasarımı, olayların gelişmesi, bazı bölümlerde ki sahne geçişleriyle aynı anda bir çok yeri okutması ve en önemlisi de sanki güzel bir aileye girmişsin gibi hissettirmesi hepsi muhteşemdi. Sanırım kitapta beğenmediğim tek nokta bitmesi oldu :)

Size rahatlıkla bu seriyi önerebilirim. İyi okumalar...
5/5

























10 Haziran 2018 Pazar

Han Solo: Bir Star Wars Hikayesi Film Eleştirisi


Vizyon tarihi 25 Mayıs 2018 (2saat 15dakika)
Yönetmen 
Ülke ABD






Star Wars serisindeki diğer filmlere göre büyük hayal kırıklığına uğradığım ve yan film olarak geçen ''Han Solo: Bir Star Wars Hikayesi''nde, yıllar önce ayrılmak zorunda bırakıldığı sevgilisine tekrar kavuşmaya çalışan Han Solo'nun hikayesi anlatılıyor. Tabii Han Solo'nun hesaba katmadığı şey ise sevgilisi Qi'ra 'nın artık eskisi gibi olmadığı. Hal böyle olunca da Han Solo dünyanın en iyisi olmaya karar veriyor ve kaçakçılık ile toplanan bir ekibin üyesi oluyor.
Senaryosunu Jon Kasdan ve Lawrence Kasdan 'ın birlikte yazdığı filmin yönetmen koltuğuna Ron Howard oturuyor. Oyuncu kadrosunu Alden Ehrenreich, Emilia Clarke, Donald Glaver, Woody Harrelson, Paul Bettany, Wawick Davis, Thandie Newton, Joonas Suotamo, ve Clint Howard gibi güçlü isimler oluşturuyor.
Uğradığım hayal kırıklığı filmin temeline yani yönetmen değişikliğine dayandığını söyleyebilirim. Aralarında oluşan anlaşmazlıklar sebebiyle filmin çekimlerinde görevlerinden adeta kovulan yönetmenler Phil Lord ve Chris Miller'ın yerine proje Ron Howard 'a emanet edildi. Bu da filmin neredeyse %80 'ini yeniden çekmeleri demek. Nihayetinde filmde bozukluklar olması kaçınılmaz oldu. 
Han Solo 'nun orjinal üçlemede ki tavır ve hareketleri nedeniyle renkli bir film olacağı yönünde ki tahminlerin aksine karanlık bir atmosfere sahip olan film, o dönemlerde galakside yaşananların yansımasıyla birlikte sert göndermelere sahip. Tabii bu filmin mizahi açıdan eksik olduğu göstermiyor hatta günümüz dünyasında yaşanan olaylar ile şekillenen bir hikayeye sahip olduğunu gösteriyor. Bu sebeple atmosfere karanlık bir dünya inşa eden yapımcıların doğru karar verdiğini söylemek mümkün. 
Film temelde fantastik, bilimkurgu, aksiyon türlerini barındırıyor olsa da özünde bir aşk hikayesi yatıyor. Han ve Qi'ra 'nın aşkı tüm Star Wars serisinde olduğu gibi bir noktadan sonra bir seçim barındırıyor. 
Yıldız Savaşları: Bölüm V: İmparator 'da Han'ın Millenium Falcon 'u Lando 'dan poker gibi bir oyunda kazanarak aldığını görüyoruz. Bu olay Han ve Lando 'nun dostluklarının temelini atan olay olarak da bilinir. Bundan dolayı filmin asıl problemi olayların bağlandığı noktalarla ilgili değil, Han karakterinin kendisi. 
Filmde en üzüldüğüm nokta Beckett 'in ihaneti olsa da başta Han 'a kimseye güvenmemesi gerektiğini söyleyip ters köşe yapması oldukça zekice. 
En keyif aldığım nokta ise Chewbacca 'nın sahneleri ve Han ile olan ilişkisi. Zaten açık ara ile favori karakterim Chewbacca oldu.
Ancak yeni bir Han Solo efsanesini bekleyenlerden ve bu projeye sonuna kadar güvenenlerdenseniz hayal kırıklığınız büyük olacaktır.
3/5
İyi Seyirler...

Karanlık Zihinler Film Eleştirisi

                                                                                                                                          ...