17 Temmuz 2018 Salı

Gökdelen Film Eleştirisi

Vizyon tarihi 13 Temmuz 2018 (1saat 43dakika)
Tür AksiyonGerilim
Ülke ABD





Daha yeni vizyona girmesine rağmen uzun süredir  beklediğim bir film olan Gökdelen 'e tabir-i caizse uçarak gittim ve gerçekten soluksuz izlediğim ve adrenalimin tavan yaptığı bir film oldu.
Filmin yönetmen koltuğuna yakar top, adı çıkmış, bu nasıl aile, central intelligence gibi filmlerden adını duyduğumuz Rawson Marshall Thurber oturmuş ve açıkça söylemem gerekirse yönetmen bu filmle çitayı baya yükseltmiş.
Filmde,  Dwayne Johnson 'ın canlandırdığı eski bir FBI görevlisi olan başrol karakterimiz Will Sawyer 120 kiloluk dev vücudu ve protez bacağı ile camdan cama zıplayıp duruyor. Sahneleri izlerken acaba ''Avengers'' takımında olabilir mi? diye düşünmedim değil. Aslında bakarsanız filimin tamamen seyircinin izlemek istediği şeyleri verdiğini düşünüyorum. Sonuçta Sawyer gökdelenin tüm girdisini çıktısını biliyor ve eminim ki bu yüksek güvenlikli binanın içine 40-50 metre uzaklıktaki vinçten atlayarak girmek dışında başka giriş yollarının olabileceğinden eminim. Lakin Sawyer böyle aksiyonu zirvede yaşatan bir yöntemle girmek yerine daha farklı, daha güvenlikli veya tehlikesiz bir yöntemle girseydi eminim ki seyirci o kadar da tatmin olmazdı. 

Hong Kong 'da geçen filmin yan karakterleri çoğunlukla asyalı oyunculardan, ana karakterler ABD 'li oyunculardan oluşuyordu ve açıkça söylemem gerekirse oyunculukları gerçekten çok güzeldi. Filmin kurgusu, görsel efektleri, kamerası, müzikleri...iyiydi. Tek sıkıntı senaryoda bulunan ufak tefek mantık hatalarıydı. 

Kısacası, aksiyon, macera... türlerini seviyorsanız, heyecandan dilim damağım kurusun istiyorsanız bu film tam size göre.
İyi Seyirler...
5/3,5

2 Temmuz 2018 Pazartesi

Ocean's 8 Film Eleştirisi

 Vizyon tarihi 15 Haziran 2018 (1saat 50dakika)
 Yönetmen 
 Tür KomediPolisiye
  Ülke ABD





''Erkekler her zaman fark edilir, kadın ise görmezden gelinir ve ilk kez, görmezden gelinmek istiyoruz.''
Ocean's 8 ''aksiyon,savaş,soygun gibi türlerin vazgeçilmez cinsiyeti erkeklerdir'' düşüncesini kadınlardan oluşan kadrosu ile sarsıyor. 
 Film hakkında konuşurken bahsedilmesi gereken en önemli konu profesyonel ve müthiş isimlerden oluşan kadronun sergilediği muhteşem oyunculuklar. Özellikle soğukkanlı suçlu Debbie Ocean’ın, rahat ve havalı soyguncu Lou ’nun ve Anne Hathaway’in canlandırdığı antipatikliğiyle adeta kendisinin de dalga geçtiği havalı şöhret Daphne Kluger’ın etkisinde kalmamak neredeyse imkânsız. Karakterleriyle ayrı ayrı güçlü bağlar kurmakta hiç de zorluk çekmediğimiz filmin, feminist yönünü besleyen takdir edebileceğimiz durumlarından bir tanesi de, her ne kadar bu noktada zaman zaman sallantılar yaşansa da, karakterlerimizin, tıpkı olması gerektiği gibi, akıllarında sadece yapılacak olan soygunun olması ve başarılı karakterlerin kadın olmaları ve feminenliklerinden çok, profesyonel yönlerine odaklanılıyor olması.  
Filmin asıl problemi soygun planlarının çok fazla mükemmel ilerleyişi. Öyle ki zaman zaman planlarının aksine olaylar gelişse de bu daha kötü yapmak yerine normalden de iyi yapıyor. Karakterlerin işlerinin ehli olduklarını ve planın uzun zamandır tasarlandığını ele alacak olursak bu oldukça normal  görünse de böylesine büyük bir soygunun bu kadar kusursuz ilerlemesi hikayenin inandırıcılık oranını zedelediğini söyleyebilirim.Bu yüzden Ocean's 8 'i ''tehlikesiz bir soygun hikayesi'' olarak tanımlayabilirim. 

Serinin alışkanlıkları, her ne kadar yönetmen koltuğunda başarılı bir iş çıkaran Ross ile ilk kez başka birine yer verilmiş olsa da, bu filmde de devam ettiriliyor ve önceki filmlere Clooney’in arka planda yer alan çerçevelenmiş resmi gibi, çeşitli küçük ve şık yollarla birçok kez selam gönderiliyor. Bu şekilde filmin, bütün farklılıklarına rağmen, hâlâ seriye ait olduğu gerçeğinin bir kez daha altı çiziliyor.

Serinin dördüncü filmi, kadın-erkek rolleri açısından olması gerekeni yansıtsa da bu sefer de filmin dahil olduğu türün gereklerini tam anlamıyla karşılayamıyor ve hatta komedi türüne daha yakın duruyor. Ocean’s 8’te yer verilmesi beklenen, daha önce Ocean’s 11 filminde izlediğimiz Matt Damon’ın sahnesinin atılması ise, yönetmen Gary Ross tarafından ‘hikâyeyi beslemiyordu’ cümlesiyle gerekçelendirilse de Matt Damon’ın Hollywood’u sallayan Harvey Weinstein olaylarındaki şahibeli duruşu ile de ilişkilendiriliyor. 

5/3
İyi Seyirler...

Karanlık Zihinler Film Eleştirisi

                                                                                                                                          ...